Mozarella peyniri ve domatesin eşsiz uyumu ile hazırlanan ve yoksul İtalyan halkı tarafından asırlarca tüketilen pizzanın üne kavuşma hikâyesi oldukça ilginç.
Pizzanın üne kavuşması 1889 yılında Kraliçe Margherita’nın; mozzarella peyniri, domates ve fesleğenli pizzayı tatmasıyla birlikte başlıyor. Bu tarihe kadar sadece yoksul halk tarafından tüketilen pizza, Kraliçe Margherita’nın kendisine sunulan pizzayı beğenip aşçı Esposito’ya teşekkür mektubu göndermesinden sonra zengin halkın sofrasını da süslüyor.
Esposito’nun “Pietro” isimli pizza fırını, İtalya Kralı 1. Umberto’nun sarayı Palazzo di Capodimente ile komşudur. Kral ve kraliçe sarayda dinlenirken onları tam anlamıyla mutlu etmek isteyen saray aşçıları tüm hünerlerini göstererek envai çeşit yemek hazırlarlar. Kraliçe canının pizza istediğini söylediğinde ise işler biraz karışır. Asırlardır yoksulları yiyeceği olan pizzanın nasıl yapılacağı saray aşçıları tarafından bilinmemektedir. Pizzanın hızlıca servis edilebilmesi için hemen Esposito’ya sipariş verilir. Mozarella peyniri, domates ve fesleğenli pizzayı kraliçeye sunan Esposito, kraliçenin pizzanın ismini sorması üzerine heyecandan ne söylemesi gerektiğini unutur ve telaşla kraliçenin adını telaffuz eder. Pizzayı çok beğenen Kraliçe Margherita, Esposito’ya yazdığı mektupta söz konusu pizzadan “Pizza Margherita” şeklinde bahseder. Kraliçenin pizzayı çok sevmiş olması ve bunun için Esposito bir teşekkür mektubu yazması kısa zaman içinde tüm halk tarafından duyulur ve pizza yoksul sofralarından saray mutfağına girmeyi başarır.
Pizzanın dünya mutfaklarında yerini alması ise 1800’lü yılların sonuna doğru gerçekleşir. Amerika’ya göç eden İtalyanlar kendi mutfak kültürlerini de beraberinde götürürler. İtalyanların pizzasıyla tanışan Amerikan halkı da artık pizza yemeye başlar. Pizzanın halk tarafında kısa sürede kabul görmesi Amerikalı girişimcilerini harekete geçirir ve yıllar içinde ufak tefek malzeme değişiklikleri ile tüm dünya mutfaklarına servis edilir.